cbt agokerAykut Göker’i beşinci yılında anmak (1938 - 2016)

Aykut Göker’i kaybedişimizin ardından herkese bilim teknoloji dergisi’nin 25 Kasım 2016 tarihli 35. Sayısında Öğrenen, öğreten Aykut Göker başlığı ile kaleme alınan yazının sonunda;

 “Yetkin bir yurtsever mühendis, savaşsız-sömürüsüz bir dünya için mücadele eden onurlu bir aydın olarak sürdürdüğü yaşamını 18 Kasım 2016, Cuma günü noktaladı. CBT’deki ilk yazısında TÜBİTAK’ta bilim ve teknoloji politikası tasarımıyla uğraştığı yıllarda yaptığı işi söylediği pek çok kişinin Türkiye’nin bir bilim ve teknoloji politikası olduğuna ikna olmadıklarından hareketle kendisini ‘nafile (yararsız) kilisenin beyhude (boşuna uğraşan) zangocu’ olarak gördüklerini yazmıştı. Sevgili Aykut abi, bilimin aydınlığına saldırıların arttığı yaşadığımız günlerde ülkemizin aydınlık geleceğini yeniden inşa etmekte B-T-Y (bilim-teknoloji-yenilik) politikalarının çok önemli olduğunun bilincinde yeni “zangoçların” olduğunu bilmek ülkemiz için taşıdığınız derin endişelerinizi biraz olsun hafifletir dilerim.” deniliyordu.


Her ne kadar “zangoçlar” yerinde ise de ülkenin B-T-Y sisteminin altyapısını oluşturan üniversiteleri ele geçirilmiş, yenilik ve yaratıcılık için olmazsa olmaz özgürlük alanı baskılanmış ve sonucunda en değerli genç bilim insanlarını ve mühendisleri yurtdışına gitme çabası içindeler. Bu durumu aşmak ve “zangoçlara” yol gösterici olmak üzere, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bu kritik kesitinde, zamanın yeniden ileriye doğru işlemeye başlaması, Ortadoğu coğrafyasında laik bir cumhuriyet yaratma başarısını gösterenlerin mirasına sahip çıkabilmesine; bu mirasa sahip çıkanların kararlılığına, verecekleri mücadelenin sürekliliğine ve örgütlenme yeteneklerine bağlıdır. Ve elbette bu örgütle(n)mede başı çekecek siyasi gücün/önderin basiretine ve vaat edeceği geleceğin, kendi “Vizyon 2023”ünün inandırıcılığına…” bağlı olduğunu belirten sözlerinizi anımsatıyoruz.


Günümüze güçlü bir mesaj gönderen “Yarınlarımız için Sorumluluk Duyuluyorsa...” başlıklı yazınızda (CBT, 21.08.2015), “Kaotik ortam ürkütücü... Zaman, bu gidişe itirazı olanların potansiyel güç ve değerinin farkına varma ve o potansiyeli kuvveden fiile çıkaracak örgütlü gücü yaratabilme zamanı...” diyorsunuz. Üç serilik İran’da bilim ve teknolojiyi irdelediğiniz yazılarınızdan sonuncusu olan “İran’da Bilim ve Yenilikler” kitabı ve düşündürdükleri...”nde (CBT, 23 .01.2015) ise “Erdoğan ve onun siyasî kadrosu da, acaba Mansouri’nin açıkladığı gibi, ‘bilim’le ‘ilm’i birbirine karıştıranlardan mı? Hayır. Onlar için esas olan ‘ilm’dir. Ama bu çağda bütünüyle de ‘bilim’siz edemeyecekleri için, amaçları, ‘bilim’i hiç olmazsa ‘ilm’in süzgecinden geçirerek aykırılıklarını eleyip gençlere öyle okutmaktır.” önemli tespitinde bulunuyorsunuz.


Maalesef şimdilerdeki konu bolluğuna bakınca hem “zangoçluğu” erken bırakmış olmanıza hem de yol göstericiliğinizden (ve dostluğunuzdan) mahrum kalmış olmamıza çok hayıflanıyoruz. Özlemle…


Yaz boyunca orman yangınlarıyla boğuştu ülkemiz. İklim değişikliğinin çok sıcak uyarısını en kötü biçimde yaşadı ülkemiz. Görünen o ki başta kuraklık olmak üzere benzer afetler dünyayı ve ülkemizi bekliyor. Bir de buna hazırlıksız, yetkin olmayan ve yönetemeyen sorumlu kişi ve kurumlar eklendiğinde tehlikenin boyutu iyice artıyor. Bununla ilgili olarak platformumuzda Prof. Dr. Kenan Ok’un “Orman amenajmanı ve yangınlar” başlıklı makalesine yer verdik. Mavi gezegen ve insanlık tehlike altında…

Önümüzdeki geleceği ülkemiz, insanlık ve dünyamız adına barış, huzur ve mutluluğa taşıyacak bütün bilimsel ürünlerinizi ve görüşlerinizi bu Platform’da sergilemekten onur duyacağız.

Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Politikaları Platformu
Dostluk ve sevgiyle …